2.12.15

APOLLO and FLOWER MYTHS == PHAETON


                       APOLLO + CLYMENE >  PHAETON 
 sometimes associated with Apollo
APollo fell in love with Clymene ( a nymph).
 From their union Phaeton + the Heliades  were born.
Heliades :  (  

Greek NameTransliterationLatin SpellingTranslation
ΜεροπηMeropêMeropeFace Turned
(meros, ops)
ΦοιβηPhoibêPhoebeBright, Shining
(phoibos)
ΑιγληAiglêAegleShining, Radiant
(aiglê)
ΔιοξιππηDioxippêDioxippeHorse Driving
(diôxippos)
ἩλιηHêliêHeliaOf the Sun
(hêlios)
ΑεθριαAethriaAethriaClear Sky
(aithrê)
ΛαμπετιηLampetiêLampetiaShining
(lampetaô)

NOTES: The Heliades may have once been imagined as the stars of the constellation Eridanos (the River), whose heavenly tears fell to earth as amber. Another amber-coloured product, honey-dew, was popularly believed to be shed by heaven.
Their brother Phaethon was associated with the constellation Auriga (the Charioteer), which stands at the head of the Eridanus group.....    
)

When Phaeton grew up he tried to learn about his parantage.
when he said his father was Apollo, he was mocked and teased by his friends, especially Epaphos.
phaeton  wanted to boast so he spoke his mother, Clymene, and found Apollo.     He asked his father for some proof that would demonstrate his relationship with the sun.  When the god promised to grant him whatever he wanted, he insisted on being allowed to drive the sun chariot for a day. Apollo warned his but he didn't listen.  
Apollo  let him take his sun-chariot out for a spin,    veered (yön degiştirmek) wildy in different directions, Phaeton lost control, bridle(dizgin), steered(yönlendirmek) around the globe(dünya).  Hit and dragged the the sky, The Chariot of the Sun was said to have blazed a gash in the skies which supposedly became the Milky Way, a spiral galaxy.   Hit and dragged the earth> African desserts, very close to the sun, The earth was in danger of being burnt up and, to prevent this disaster, Zeus killed him with a thunderbolt.   The body of the dead Phaethon fell into the Eridanus River, which was later to be known as the river Po of Italy. The unfortunate Phaethon was deeply mourned by his sisters, the Heliades, who were transformed into poplar trees to stand by the river and protect their brother for always. Heliades weeped for four months, God pitied them> and turned and their tears(göz yaşı) became amber.

Epaphos....      eridonus.....       popler tree.....     amber......


Okenaos’un kızı Klymene’nin Apollon’dan bir erkek çocuğu olmuştu. Adı Phaeton olan bu çocuk, pek haşarı ve söz dinlemez bir oğlandı. Bir gün arkadaşlarından Epophus ile konuşuyor, babalarından bahsediyorlardı. Phaeton, Apollon’un oğlu olduğu için böbürlendi. Epopeus Senin Apollon’un oğlu olduğunu sanmıyorum deyince Phaeton çok üzüldü ve ağlayarak annesine koştu;

Beni Tanrı oğlu sanmıyorlar diye sızlandı. Llymene acıdı, göz yaşları durmadan akan oğlunu, babası Apollon’a gönderdi. Phaeton babasının sarayında iyi karşılandı. Derdini babasına anlattı ve kendi oğlu olduğunu ispatlamasını rica etti. Oğlunun daha etraflıca anlatmasını beklemeden, onun üzüntülü halini görerek içinde babalık sevgisi uyanan Apollon, kızdı ve cehennemde akan Styx ırmağı adına and içerimki senin istediğini yerine getirmeye hazırım. Benden ne dilerse dile, oğlum dedi.

Bunun üzerine şımaran Phaeton yalnız bir gün için dünyayı aydınlatmak görevinin kendisine verilmesini ve güneşin şarını, gökyüzünde kendisinin kullanmasını istedi. Apollon, bu işin çok tehlikeli olacağını ve bütün dünyanın hayatıyla oynamanın doğru olmayacağını şımarık oğluna anlattıysa da onu bir türlü kandıramadı.
And içmiş olduğu için istemeye güneşin parlak şarını tecrübesiz oğluna teslim etti. Gül renkli parmakları olan şafak göğün kapısını açarak, güneş şarına hareket işaretini verdiği zaman apollon şunları söylemekten kendini alamadı. Oğlum daima doğru olarak atları sür, kırbaçtan ziyade hayvanları dizginle idare et.

Şar hareketi etti. Fakat Phaeton; kendini göz kamaştıran büyük bir ateş kaynağının içinde bulunca ve altında ucu bucağı bulunmayan derinlikleri görünce, şaşırdı, korktu, atlar kendilerini kullananın başkası olduğunu, beceriksizliğinden anladılar ve her zaman takip ettikleri yoldan çıktılar, gemi azıya alarak şahlandılar. Şar bazen çok yukarılarda yol alarak, bazen aşağılara inerek nehirleri kurutuyor, ormanları yakıyor, dağları kavuruyordu. Sonunda dizginler Phaeton’un elinden kurtuldular, fırtınalı bir havada azgın dalgalarla dövüşen, dümeni kopmuş bir gemi gibi sağa sola yalpa vurarak yol alan güneş, yeryüzüne yangın ve felaket saçıyordu. Bu karışıklık içerisinde; kızgın bir fırının ağzından çıkan yakıcı bir hava teneffüs ediyormuş gibi yer bunalarak kollarını göğe kaldırdı. Zeus’tan yardım istedi. Bunun üzerine Baş Tanrı dünyayı yanmaktan ve yok olmaktan kurtarmak için yıldırımı güneşin oğluna fırlattı ve Phaeton’u Eridanos nehrine attı. Atlar kendi kendilerine Gece’nin ahırlarına gittiler.
Phaeton’un hemşireleri olan Heliades’ler kardeşlerinin naşını alarak gömdüler. Fakat bu felaketten o kadar üzüldüler, o kadar kederlendiler ki, tamam dört ay durup dinlenmeden ağladılar. Onların ızdıraplarınca acıyan Tanrılar, bu vefalı hemşireleri daima inleyen ve sarsılan kavak ağaçlarına tahvil ettiler. Onların kardeş sevgisiyle döktükleri göz yaşları da kaybolmadı, Amber taneleri oldu.












No comments:

Post a Comment

OEDIPUS

The Oracle of Delphi tells King Laius of Thebes he will have a child who is destined to kill him and sleep with Laius's wife, Jocasta, ...